2 Ocak 2009 Cuma

Uyanık Kalmak İçin Kahveyi Yavaş İçin

Bütün gün yudum yudum içilen kahvenin, sabahları uyanmak için içilen büyük bir fincan kahveden daha etkili olduğu belirtildi.
Chicago daki Rush Üniversitesi nde görevli bilim adamları, gün boyu yudum yudum kahve içildiği zaman kafeinin beyindeki uyku merkezlerine daha güçlü etki yaptığını tespit ettiler.
Uyku uzmanı James Wyatt, vücutta bir yandan düzenli aralıklarla melatonin adındaki uyku hormonunun salgılandığını, öte yandan uykuya geçmek için kolaylık sağlayan, kendi kendini düzenleyen bir sistemin var olduğunu ve bu sistemde adenosin isimli molekülün önemli rol oynadığını kaydetti.
Adenosinin, uyku ve özellikle derin uyku için çok önemli olduğu biliniyor.
Adenosin miktarının, uyanık kalma süresiyle birlikte arttığını belirten Wyatt, kahve ya da çaydaki kafeinin, adenosinin etkisini önlediğini söyledi. Wyatt ın teorisine göre, uykusuzlukla mücadelede başarılı sonuç alınması için, kafein miktarının adenosin miktarıyla paralel artması gerekiyor.
Araştırmaya, 28,5 saat uyumalarına izin verilmeyen 16 kişi katıldı. Kahve yerine kafein içeren hap kullanan bilim adamları, katılımcıları iki gruba ayırdılar. Birinci grup düzenli aralıklarla kafein haplarını içti. İkinci grup ise çok sayıda hapı bir kerede yuttu.
Birinci gruptaki kişiler, konsantrasyonu ölçen testlerde daha iyi sonuç aldılar.
Bilim adamları, gece çalışmak zorunda kalan kişilere, kahve ya da çayı güne yayarak içmelerini önerdi, ancak kahve içerek uykusuz kalmaya her zaman başvurulmamasını vurguladılar.
Devamını okuyun...>>

Bir içmelik kahve

Çaydan sonra en çok tüketilen içecek kahve. Dünyanın üçte biri, soğuk ya da sıcak hazırlanan kahveler içiyor; değişik yöntem ve araçlarla çok değişik kahveler hazırlanabiliyor. Bu da ülkeden ülkeye ve alışkanlıklara göre değişen bir durum. Batı’da Türk kahvesi olarak bilinen, Ortadoğu ülkelerinde ve bizde yaygın olarak içilen, toz kahvenin suya katılıp kaynatılmasıyla hazırlanan, bir biçim; çok da itibarlı. Kahve, Mısır ve Hindistan’dan yayılmış. Kanuni döneminde ise Anadolu’ya geldiği rivayet ediliyor. Hatta o zamanlarda bir nedenle içilmesi yasaklanmış, ülkeye girişi engellenmeye çalışılmış. Daha sonraki yıllarda ise İstanbul bir kahvehaneler cenneti olmuş. Sonraki yüzyılda bu alışkanlık Avrupa’ya yayılmış.

Tüketimin artmasıyla birlikte Hollandalılar, Sri Lanka, Java ve Amerika’ya götürmüşler kahve fidelerini. Sonrasında Orta ve Güney Amerika en çok kahve üreten bölge konumuna gelmiş. Otuz kadar kahve çeşidi içinde en değerlileri Arabian, Robusta ve Liberian olarak gösteriliyor.

Kahve çiçekleri olgunlaştığında koyu kırmızı renkte ve hoş kokulu oluyor. Bu meyvenin içinde bulunan çift çekirdek, yani tohum kavrulunca bildiğimiz kahve çekirdeği elde edilmiş oluyor. Bu kavurma işlemi hem rengini döndürüyor, hem de özgün kokusunu ortaya çıkarıyor. Kavurma süresi uzadıkça, içerdiği asit oranı azalıyor ve tadı güçleniyor. Espresso böyle bir kahve türü. Günümüzde kavurma işlemi sırasında vanilya, badem, çikolata gibi aroması güçlü maddelerin katılmasıyla farklı tatlar elde ediliyor.

Kahvenin içerdiği etkin madde kafein, artık herkesçe bilindiği üzere uyarıcı etkiye sahip. Bu nedenle kahve içme alışkanlığı olanlarda, doping etkisi yaratıyor. Baş ağrısı giderici, idrar söktürücü ve alkol zehirlenmelerine karşı olumlu etkileri var. Ayrıca, çarpıntı sorunları olanlar için kafeinsiz kahveler de satılıyor artık. İyi bir kahve yapmanın koşullarından ilki, iyi kalite su kullanmaktır, unutmayın.

Devamını okuyun...>>